oyundan sonra'nin ilk yazısı,
sezonun sıkı oyunlarından olduğunu düşündüğüm
Son Bir Kez için gelsin.
Tiyatro Oyunevi'nin Son Bir Kez'ini geçtiğimiz haziranda, Tiyatro Festivali kapsamında Üsküdar'da izlemiştim. Etkileyici yedi edebi metin, yedi oyuncunun şahane performanslarıyla sahneye konulmuş. Oyunun ertesinde ekip ve seyirciler yarım saatten biraz uzun süren bir söyleşi yapmış, böylece Mahir Günşıray ve oyuncu-yönetmen grubundan Son Bir Kez'in pişme öyküsünü de dinlemiştik.
Ben iflah olmaz bir Tiyatro Oyunevi severiyim. Her yeni oyunlarıyla heyecan yapıp, mümkün olduğunca çabuk gidip görmek istiyorum sahnede olup biteni. Ta üniversite yıllarıydı, Tarlabaşı'ndaki yerlerinde (artık orası yok ne yazık ki) gidip de 'Unutmak'ı izlemiş, yine oyun sonrası söyleşiye katılmıştık. Sonra Tol, Ay Aşk Ölüm, Leonce ile Lena, Beklerken...
Ekip 'Son Bir Kez'i, şu ara Cihangir'deki Sahne'de sergiliyor. Aşağıda Radikal Liste için yazdığım minik oyun eleştirisi var. Bahsi geçen yedi ayrı öykü sahnede birbirlerini makaslayarak - ama hiç temas etmeden - akarken, en çok babası için türlü ölüm senaryoları yazan genç kadına (Nalan Kuruçim'in karakteri) sıra gelsin diye heyecanlanmıştım. Metin, Beliz Güçbilmez'in. Şamil Yılmaz'ın bir tecavüzü anlatan ve kadının hislerine tercüman olan metni de Neslihan Demirel'in benzersiz yorumuyla tüylerimi ürpertmişti. Tüm öykülerin ardından, sahneye son anda dalıverip bir de sigara yakan şehirli genç 'bayanın' da seyircinin üzerine basan kasvetle dalga geçer bir hali var. Az önce izlediğimiz öykücükleri işaret edip, "Yerle gök arasında neler neler oluyor bak, seninki de dert mi bacım?" diyesi geliyor insanın, hayatı hakkında büyük büyük kararlar alan (Son sigarasını yakıp, sonra da bu meredi bırakmak gibi...) bu metropol kadınına. Ama korkarım o kadın aslında biziz... Ümit Kıvanç'ın bu 'hafifmeşrep' metniyle sonlanıyor, Son Bir Kez. İzlemek lazım. Geçtiğimiz haftalarda yazdığım minik metin şöyle idi:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder