5 Şubat 2012 Pazar

Gogol karakterleri arasında...

'Hikâyeden Memurlar', Gogol'ün 'Burun' ve 'Palto' öyküleriyle 'Müfettiş' oyununu birbirinden kıvrak iki performansa dönüştüren bir Tiyatro BeReZe oyunu


Bazı oyunlar seyircisine bir hafiflik hissi hediye eder. Çıktığınızda kuş gibi olursunuz; sakin, iyi, huzurlu… Tiyatro BeReZe’nin ‘Hikâyeden Memurlar’ından çıkıp Kumbaracı 50’den İstiklal Caddesi’ne yokuşu tırmanırken tam böyle şeyler geçti içimden. Dağılmamış, daralmamış, yorulmamıştım. Yanlış anlaşılmasın sabun köpüğü bir komedi falan da değildi gördüğüm. Erkan Uyanıksoy ve Elif Temuçin’in 50 dakikalık, su gibi akan
performanslarıydı gözümün önünde ve zihnimde kalan. 


Tiyatro BeReZe’nin kurucu üyelerinden Uyanıksoy ve Temuçin, siyahlar içinde, yalınayak, dekorsuz, aksesuvarsız çıkıyor sahneye. Ole Brekke’nin süpervizörlüğünde çalışılan oyun, Gogol’ün iki öyküsü (Burun ve Palto) ile bir oyununu (Müfettiş) harmanlıyor. Bir kadın, bir erkek iki oyuncu Gogol’ün bildik öykülerinin
tiplemelerine bürünüyor, kendi sesleri ve vücutları dışında herhangi bir araç kullanmadan. Aralarda bir de ‘anlatıcı oyuncu’ olarak katılıyorlar öykülere. Kadın – erkek birbirine karışıyor burada, Uyanıksoy ve Temuçin’in hangisinin ‘Müfettiş’te cümle ahaliyi dolandıran Hlestakov, hangisinin kaymakamın kızı Marya
Antonovna ya da misal ‘Burun’un berberi İvan’ın karısını oynadığının bir önemi kalmıyor. Bir yandan Gogol’ün öykülerinden hangisinin, neden seçildiğinin de pek önemi yok; ‘Hikâyeden Memurlar’ daha çok bir oyunculuk gösterisi gibi. 


İkiliyi daha önce ‘Olsa Olmalı Olabilir’de izlemiştim, haliyle sahnedeki kıvraklıkları şaşırtmadı. Bir kere daha bu akıcılıkta ama bu sefer bedenlerini çok daha fazla zorlayarak, seslerini çok daha çeşitli kullanarak, tiplemeler arasındaki saniyelik geçişleri keskin ve temiz bir şekilde göstererek oynuyorlar. Gogol’ün Rus
bürokrasisinin hantallığı, rüşvetin aleniliği, yoksulluğun çaresizliği, dönemin gündelik hayatını türlü tuhaflıklarla konu edindiği 180 yıllık öykülerini birbirlerine bağlamayı tercih etmemişler belli ki. Anlatmayaoynamaya ‘Palto’ ile başlıyor, ‘Burun’ ve ‘Müfettiş’le devam ediyorlar. Kısaltılmış olarak, tek parça halinde
ama birbirine küçük jestlerle bağlanması dışında kesintisiz, ardı ardına sahnelenen üç Gogol parçası var karşımızda. 


Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nden Erkan Uyanıksoy, Elif Temuçin ve Firuze Engin’in 2006’da kurduğu BeReZe sürekli deneyen bir ekip. Ortaya çıkan sade ama akılda kalıcı işler oluyor. Bir koldan kukla ve obje tiyatrosuyla çocuklara yönelik oyunlar çıkarıyorlar. Bu sefer bedenlerine ve seslerine yüklenmeyi tercih etmişler. Bir tür performans meydan okuması olarak, Gogol’ün öykülerini, izleyiciyi avuçlarının içine alacak şekilde yüklenmişler sırtlarına. Söyledikleri gibi, ‘bedenlerinin tüm olanaklarını’, çok sayıda mimiği de kullanarak, fiziksel tiyatroyu ve hikâye anlatıcılığını birleştiriyorlar. 
Çıktığınızda Gogol’ün mizahi diline, dalgasını geçtiği ‘devlet adamlarına, mevki makam merakına’ dair bir şey kalır mı aklınızda, ‘taşra bürokrasisi’ üzerine kafa yorar mısınız misal? Sanmam. Belki akşam evde açıp biraz Gogol okumak gelecektir içinizden. Ama en çok, bu üç metnin sahneye mis gibi performanslarla taşınmış olmasını görmekten dolayı yaşayacağınız ferahlama kalacak size... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder